1. sonsuzluğu anlatan şeydir ölüm. çünkü ölüm görünürde bir yok oluştur ve ancak sonlu bir yaşam sonsuz bir var oluşu açıklayabilir. ölüm ve sonsuzluk bu yüzden, anlaşılabilirlik için yan yana yürümek zorundadır.
    ölüm siyahsa, sonsuz yaşam beyazdır. bizler beyaz sayfalardaki siyah, başı ve sonu olan kelimeleriz. tıpkı zaman gibi, tıpkı sayılar gibi.
  2. canlılığın bitmesi. ölen için varlık denizinde alabora olmuş bir yelkenli.
    her gün doğan hiç ölür mü?
    hiç insan kendinden çalar, kendini katleder mi?
    var olmayan şey zaten bitmez, hep var olan şey ise hep var olmaya devam eder.
    benlikler sadece birer pencere. yanılgı, pencereyi ev zannetmekte. sonsuz odalı, sonsuz pencereli bir ev burası. odalarını, pencerelerinden manzarasını keşfe çıktığımız. görüyorum. görüyorsun. gördüğün şey de kendin. insan kendine şahittir. insan kendini görür pencerelerden.
    baksana okçu, bu pencereden sana bakıyorum. seni görüyorum. pencereni yazdığın kağıtlarla kaplamışsın. yine de seni görüyorum. çünkü kendime bakmayı biliyorum. benim pencerem kızıl demir. bakarsın ama içeri giremezsin. görürsün ama dokunamazsın. demirimi senin için indirmiştim. beni buna pişman ettin.
    neyse, ölüm, işte o kağıttan pencereden bakanın dışarıya bakmasını artık kesmesidir.
  3. beklenendir.
    sana sonsuz bir yaşamı göstermemi ister misin?